Yunan mitolojisindeki tanrıların neredeyse hepsine kulak aşinalığımız var. Ancak kendi geçmişimizde de zaman zaman insanları rahatsız ettiği söylenen çok çeşitli yaratıklar var. Türk mitolojisindeki hayali yaratıklar genellikle tehlikeli olmuş ve insanları zor durumda bırakmışlardır. Bu yaratıklar ilerleyen zamanlarda ise annelerin çocukları yaramazlık yapmasın diye başvurdukları önemli figürler halini almıştır.
Karadeniz Bölgesinde Yaşayan Germakoçi
Germakoçi, Karadeniz Bölgesinde yaşadığı rivayet edilen bir başka yaratıktır. Germakoçi dağda yaşar ve konuşmasını bilmez. Diğer yaratıklarda olduğu gibi vücudu tüylerle kaplıdır ve uzun sivri pençeleri varır. Elinde de bir balta mevcuttur. Konuşmasını bilmediği için dayanılmaz ve çok yüksek bir ses çıkararak geldiğini insanlara belli eder. Konuşamadığı için insanlara istediğini de anlatamaz ve kendisini anlamayan insanları elindeki balta ile ikiye ayırır. Karadeniz halkının çoğunun yanlarında silah taşımasının Germakoçi’den korunmak için olduğu söylenmektedir. Çünkü Germakoçi sadece tek bir kurşunla kolayca öldürülebilen bir yaratıktır. Elinde taşıdığı baltanın dışında kendine ait başka bir gücü yoktur. Ancak yanlışlıkla bir değil de iki defa ateş ederseniz Germakoçi’yi ölümsüz hale getirirsiniz. Bu yüzden tek el ateş etmek çok önemlidir. Lazca’da Germa dağ, koçi ise adam anlamına gelmektedir.
Erzurum’da Yaşayan Karakura
Eski devirlerde Anadolu topraklarında yaşadığı varsayılan bir başka yaratık ise Karakura. Karakura pek çok kişi tarafından Karabasanları insanlara musallat eden varlık olarak betimlenir. Daha çok Erzincan ve Erzurum yöresine ait bu yaratık keçiye benzeyen ancak kedi büklüğünde bir yaratıktır. Geceleri insanların odalarına girerek üstlerine çıkar ve çok büyük bir ağırlık yapar. Bu ağırlık bir ineğin ağırlığı kadar olabilir. Özellikle yatağında ekmek kırıntısı olanları kurban olarak seçer ve kötü kabuslar görmelerini sağlar. Karakura’yı yakalamanın tek yolu onu güneş çıkana kadar bir şekilde oyalamak. Çünkü güneş çıktığında olduğu yerde kalır ve hareket edemez. Karakura’ya yemin ettirip onu bir köle olarak da kullanmanın mümkün olduğu rivayet edilir.
En Çok Bilinen Gulyabani Anadolu’da günümüze kadar gelmiş ve herkesin bildiği yaratıklardan bir tanesi de Gulyabani’dir. Gulyabani 3 metre boyunda uzun sakallı dev bir insan formundadır. Daha çok dağlarda yaşar ve akşam üzerleri ortaya çıkar. Genellikle avcılara yaklaşır ve onlarla sohbet etmeye çalışır. Önüne çıkan avcıya güreşme teklifinde bulunur. Eğer avcı, Gulyabani ile güreşmeye ikna olmuşsa kazanması gerekmektedir. Kaybettiği anda hastalıklarla uğraşmaya başlar. Bu Gulyabani’nin laneti olarak bilinir. Ancak avcı güreşi kazanırsa Gulyabani oradan sessizce uzaklaşır.