Çin İmparatoru – 8 Bin Kişilik Ruhsuz Ceset: Terakota Ordusu (M.Ö.210) 

Dünya tarihinde belki de en büyük arkeolojik keşif olarak kabul edilen Huang’ın mezarı ve Terakota ordusu tarihe geçmişe ve o döneme büyük bir ışık tutuyor. Milattan önce 221 yılında Çin’i ilk kez birleştirerek bir imparator haline getiren ve tarihte önemli bir devri başlatan ilk imparator Qin Shi Huang yaşamıyla ilgi çektiği gibi ölümünden sonra da arkasında büyük bir sır bırakmıştır. 

Yaşarken adım attığı her gelişme ile büyük bir popüleri tek kazanan Huang, öldükten sonra da adını yıllarca yaşatmıştır. Onu tarihte popüler hale getiren ve meşhur yapan olay kendi için yaptırdığı özel mezarıydı. Devasa bir alanda inşa edilen Huang’ın mezarı Terakota ordusu olarak tarihi kayıtlara geçmiştir. 

O yaşarken kilden yapılmış yüzlerce askeri çoktan mezarının içine yerleştirmişti. Bir dolu mezar ordusu o dönemde Antik Çin’in zenginliğini ve büyüklüğünü de anlayabilmeyi sağlamıştır. 

Huang milattan önce 259. yılda doğmuş ve genç yaşta krallığın başına geçmiştir. Tahta ilk oturduğunda en büyük devrimi farklı krallıkların olduğu bir dönemde tüm savaşları sona erdirerek bu krallıkları tek bir çatı altına toplaması olmuştur. 

Ölümsüzlüğe Aşık Hükümdar: Qin Shi Huang 

Çin İmparatorluğunun kurduğunda gösterdiği büyük mücadele merkeziyetçi bir yaklaşımla ortaya koyduğu gücü ve kudreti bürokratik alanda da hissedilmişti. Zamanla daha fazla gelişebilmenin yollarını arayan Huang ölçü birimlerinden para birimlerine kadar her alanda yepyeni bir sistem oluşturmuştur. 

Çin’in tarih sahnelerinde ilk kez bir imparatorluk tarafından yönetilmesinin başlangıcı da bu şekilde olur. Hükümdarlık sürdüğü dönemde Çin Seddi’nin temellerini atarak kuzeyden gelen dış tehditlere karşı ülkesini korumuştur. Farklı bölgelere daha rahat hareket edebilmek için yeni yollar tasarlamış ve o döneme göre oldukça iyi bir altyapı oluşturmuştu.  

Onun en büyük takıntısı hayatındaki unutulmaz en büyük projesi haline geldi. Qin Shi Huang ölümsüzlüğe aşık bir hükümdardı. Yaşamayı seviyor ve nasıl ölümsüz kalırım düşüncesiyle hep bir arayışta geziyordu. 

Özellikle hayatının sonuna geldiğini hissettiği dönemde söylenenlere göre ölümsüzlük iksirini dahi aramaya başlamış. Pek çok simyacı ile görüşmüş o dönemde popüler olan bilim adamları ve alimlerle bir araya gelerek bu alanda önemli çalışmalar yapmıştır.  

Gerçekten de tarihi kaynaklara bakıldığında İmparator Huang’ın ölümsüzlüğü bu kadar kuvvetli ve derinden istediği hissedilebiliyor. Tüm bu arayışları sonuçsuz kaldığında kendisine unutulmayacak bir mezar tasarlamak istemişti. 

Ölümsüzlük Arayışı, Qin Shi Huang Ve Mezar Yeri 

Xi’an şehri yakınlarına tasarladığı bu özel mezar tam 56 kilometrelik bir alana tasarlanmıştır. Görüntüsü korkutucu olduğu kadar heybetlidir de… Büyük bir piramit tümülüsün altında yer alan bu devasa mezar odası yerin altına kusursuz şekilde inşa edilmiştir. 

Öyle ki bu mezarı görenler yer altında bir saray oluşturulmuş izlenimi almıştır. İmparator öldükten sonra bu devasa mezarda hala yaşayabileceğini düşünmüş ve ölümsüzlüğe bu kadar düşkün oluşunu da o karmaşık düşünceler eşliğinde yer altında saraya benzeyen bir alan inşa ederek sonsuzlaştırmıştır. Öldükten sonra bu mezardan kendisiyle birlikte hayatta en sevdiği şeyleri görebilmeyi isteyen Huang tamamen şahşahlı ve konforlu bir yer tasarlamıştır.  

Aradan yıllar geçer… Takvimler 1974 yılını gösterdiğinde bu ünlü hükümdarın yeraltındaki Terakota ordusu ortaya çıkar. O yıllarda bir grup çiftçi günlük yaşantısını sürdürürken tesadüf eseri yerin altındaki bu yeri keşfeder. 

İpuçlarını takip ettiklerinde bir kuyu kazmaya karar verirler. Toprağın altına doğru indikçe kilden pişirilmiş toprak askerlerin heykelleri olduğunu fark edip şaşkınlıklarını gizleyemezler. Zamanla bölgede arkeolojik kazılarda yapılmıştır. 

Sırlı Odasına Tek Bir El Yaklaşamamış! 

Yapılan kazı çalışmaları sonrasında tarihi metinlere aktarılan bilgiye göre 8.000’den fazla Terakota askeri ve bu askerlerin yanında farklı figürler, savaş arabaları veya atlarda bulunmuştur. Aslında Huang koskoca bir imparatorluğu yerin altında yeniden inşa etmiştir. 

Onun bu sıra dışı ve akıl almaz fikri içinde pek çok gizemler barındırıyor. Çin yazıtlarından aktarılan ve günümüze ulaşan bilgilere göre mezarın içerisinde imparatorluğu temsil edecek özel bir model bulunuyor. 

Burada yeryüzündeki dağların, nehirlerin yani koskoca bir imparatorluğun betimlendiği de gözlerden kaçmıyor. Öyle bir tasarım yapmış ki Huang’ın kullandığı malzeme tamamen civadan oluşuyor ve biliniyor ki civa, bugün temas edildiğinde insanın ölümüne sebep olabiliyor. 

İnsanlığın sağlığını etkilememek için çok fazla detaylı arama yapılmamış. Bu sebeple tamamen civa ile örülmüş bu mezar odasına kimse giriş yapamamış yani Huang’ın mezarını kimse açamamış. Bu sebeple keşfedilemeyen bu alan günümüzde hala gizemini korumayı sürdürüyor.