Osmanlı’ya Büyük Hizmetler Yapan Bir Aile: Çandarlılar
Osmanlı döneminde tarihçiler tarafından en çok tartışılan ailelerden biri olan Çandarlıların geçmişi Orhan Gazi dönemine kadar dayanmaktadır. Orhan Gazi döneminden II. Selim zamanına kadar devletin en önemli kademelerinde görev yapmış isimler yetiştirmiş bir aile olan Çandarlılar, Sadrazamlık başta olmak üzere, kazaskerlik, kadılık, son zamanlara doğru mutasarrıflık ve ayanlık gibi görevlerde bulunan kişiler yetiştirdiği bilinmektedir.
Çandarlı ailesinin ilk olarak ne zaman ve nerede bulunduğu tam olarak bilinmemekle birlikte Osmanlı tarihinde bu aileye mensup ilk kişi Çandarlı Kara Halil Hayreddin Efendi olarak bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nin manevi kurucusu kabul edilen Şeyh Edebali ile de akrabalık bağı olan Halil Hayreddin Efendi Sultan I. Murat zamanında devletin ilk Kazaskeri olmuştur. Orhan Bey zamanından başlayarak devletin teşkilatlanma sürecinde önemli hizmetlerde bulunan Hayreddin Efendi Yeniçeri ocağının kurulmasında da büyük katkılar sunmuştur. Daha sonra devletin mali yapısında da görev alan Hayreddin Efendi bir müddet sonra Sultan I. Murat tarafından vezirlik makamına getirildi.
Osmanlı Devleti’nin ilk vezirlerinden olan Halil Hayreddin Paşa’nın vefatından sonra aynı kendisi gibi kadılık ve kazaskerlik görevlerinde bulunmuş olan oğlu Çandarlı Ali Paşa veziriazamlığa getirildi. I. Murat’ın Kosova Savaşı’nda şehit edilmesi ve Yıldırım Bayezid’in tahta geçmesi sırasında da bu görevine devam eden Çandarlı Ali Paşa, Yıldırım’ın Ankara Savaşı’nda Timur’a esir düşmesi sebebiyle başlayan Fetret devrinde Emir Süleyman Çelebi’nin tarafını tutmuş ve Edirne’de hükümdarlığını ilan eden Süleyman Çelebi’nin de vezirliği yapmıştır.
Çandarlı Ali Paşa’nın vefatından sonra oğlu olmadığı için ailenin soyu Hayreddin Paşa’nın diğer oğlu Çandarlı İbrahim Paşa ile devam etmiştir. Ali Paşa’nın vefat etmesiyle II. Murat döneminde veziriazam Bayezid Paşa’nın ölmesiyle veziriazamlık görevine getirildi. Sekiz sene boyunca bu görevde kalan İbrahim Paşa devleti büyük hassasiyetle yönetti ve önemli işlere imza attı. Vefatından sonra arkasında Halil, Mehmet ve Mahmut isminde üç erkek evlat ile Fatma ve Hatice isminde iki kız evlat bıraktı.
Artık bir gelenek haline gelen Çandarlı ailesi mensuplarının veziriazamlığa getirilmesine Sultan II. Murat da devam etti ve İbrahim Paşa’nın oğlu Çandarlı Halil Paşa veziriazamlığa getirildi.
Bu dönem Çandarlı ailesinin en çok tartışılan dönemi olmuştur. Nitekim Çandarlı Halil Paşa’nın II. Murat’tan sonra Fatih döneminde de sadrazamlığa devam etmesi ancak bunun yanında gerek fikirleri gerekse uygulamaları sebebiyle İstanbul’un fethine karşı olması Fatih Sultan Mehmet ile aralarında çatışma yaşanmasına yol açtı. Zağanos ve Şahabettin gibi paşaların da Çandarlı’ya karşı cephe alması onu oldukça zor duruma düşürdü. Ayrıca II. Murat’ın Varna Savaşı’ndan sonra tahtı oğlu II. Mehmet’e bırakarak Manisa’ya çekilmesi ve bunu haber alan haçlıların tekrar harekete geçmeleri sebebiyle II. Murat’ın tekrar tahta davet edilmesinde rol oynaması da Fatih’in aklında yer etmişti.
Ancak Çandarlı Halil Paşa’yı idama götüren asıl sebep ise İstanbul kuşatmasında Bizans ile yazışmalarının ortaya çıkması olmuş ve Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinden hemen sonra bu kudretli veziri idam sehpasına göndermiştir.
Çandarlı Halil Paşa’nın idam edilmesi Çandarlı ailesinin devlet yönetimindeki etkisini bir müddet kesintiye uğratsa da Çandarlı Halil Paşa’nın küçük oğlu İbrahim Paşa önce II. Bayezid’in lalalığına daha sonra da II. Bayezid döneminde veziriazamlığa getirildi. Vefat edene kadar bu görevde kalan İbrahim Paşa’dan sonra Çandarlı ailesinden veziriazam tayin edilmemiş ve bir Türk ailesi olan Çandarlıların yerini devşirme devlet adamları almaya başlamıştır.