Osmanlı İmparatorluğu’nun Henüz Keşfedilmemiş Hazineleri

08.01.2025
5
A+
A-
Osmanlı İmparatorluğu’nun Henüz Keşfedilmemiş Hazineleri

Osmanlı İmparatorluğu’nun Henüz Keşfedilmemiş Hazineleri:

Tuna Nehri ve Gizli Kale 

1299 ile 1922 yılları arasında tam 623 yıl boyunca varlığını sürdüren Türk İslam Devleti Osmanlı Devleti geniş bir coğrafyaya yayılmış ve tarihte büyük ses getirmiş olan bir medeniyettir. Rivayet edilene göre Osmanlı İmparatorluğu’nun kendi içinde sakladığı gizemli bilgiler ve ilginç olaylar bulunuyor. 

Günümüzde halen ulaşılmayan kayıp şehirler yer altında gizli tüneller gizemini korumayı sürdürüyor. Padişahların eski dönemlerde saklamış oldukları hazinelere günümüzde hala ulaşılamadığı yönündeki rivayetlerde oldukça kuvvetlidir. 

Topkapı Sarayı’nda ve Osmanlı Devleti için önemli olan dağılım bölgelerinde padişahların savaştan kazandıkları ganimetleri ve saray hazineleri saklı tuttuğu bir gizli oda olduğu söyleniyor. 

Özellikle Kanuni Sultan Süleyman dönemi dikkat çekiciydi. O dönemde Belgrad seferi başarıyla gerçekleştirildikten sonra elde edilen ganimetlerin bir kısmının Tuna nehri kenarında bulunan bir kalede gizlendiği söyleniyor. O döneme ait farklı rivayetlerde bulunuyor. 

Osmanlı Devleti’nin savaş sonrası elde ettiği ganimetleri, altınları ve değerli mücevherleri özel kasalarda sakladığı söyleniyor. Hatta elde edilen bu ganimetlerin bir kısmının zaman içinde kaybolduğu da biliniyor.  

İkinci Abdülhamit dönemine doğru ilerlediğimizde tam da tahttan indirildiği o dönemde Yıldız Sarayı içerisinde bazı mücevherlerin ve altınların tanklara doldurularak boğazın altında gizli tünellere saklandığı söyleniyor. 

Yıldız Sarayı Altında Gizli Depolar 

Ancak bu iddia hala gizemini koruyor. Araştırmacılar o dönemde ortaya atılan bu iddialara yönelik gerçekliği ölçmek istemiş ve Yıldız Sarayı’nın biraz uzağında bulunan gizli depo alanlarını aramaya başlamışlardı. Her ne kadar teknoloji gelişmiş olsa da belirtilen alanlarda herhangi bir bulguya rastlanamamıştır. 

Osmanlı Devleti’nin kara üzerinde oluşturduğu kusursuz ticaret alanı şehrin tam altında konumlandırılmıştı. Özel olarak su yolları inşa edilmiş ve kanallar tasarlanmıştı. İstanbul’un Beykoz ilçesinde bulunan Sultan Süleyman döneminde inşa edilen Beykoz tünelleri suyun depolanması ve dağıtılması için kullanılmaktaydı. 

Yere Batan Sarnıcı’nın oluşturulmasındaki bir amaçta aslında buydu. Asıl hedefe baktığımızda kaynaklar bize şunu söylüyor; Osmanlı Devleti’nin oluşturduğu bu su tünelleri aslında gizli kaçış yolu olarak tasarlanmıştı. Öyle ki Rumeli hisarından başlayan bu yol boğazın altına doğru uzanarak ilerliyordu. 

Kapadokya Altındaki Askeri Sığınaklar 

Halen keşfedilmeyi beklenen bölgeler olduğu da söyleniyor. Osmanlı Devleti’nin yer altında da gizli tünelleri bulunuyor. Mesela Kapadokya’nın altında askerlerin sığınak olarak kullanabildikleri ve daha çok depo olarak değerlendirilen tüneller yer alıyor. 

Kaynaklarda şu bilgiye de rastlanıyor; Afyon’da bazı tünellerin içerisinde Osmanlı Devleti dönemine ait ticari unsurların olduğu fark edilmişti. Bu tüneller o dönemde askeri malzeme koymak için de kullanılmaktaydı. Belki de o döneme ait en ilginç olabilecek tasarımlardan biri gizemli yazıtlar ve üzerlerine şifrelenmiş mesajlardı.  

Osmanlı Devleti döneminde bazı taşların üzerine mesajların saklanması için şifrelenmişti. Örneğin Sultan Ahmet Camii’nin duvarlarında bulunan bazı motifler belirli tarih olaylarını işaret ediyor. 

Piri Reis döneminden kalan haritalardan kaybolan parçaların hala gizemini koruduğu biliniyor. Osmanlı Devleti döneminde belki de en büyük tarihi gizem olarak geçen mezarlık efsaneleri de halen aydınlatılamamıştır. 

Osmanlı’nın Kayıp Mezarları 

Fatih Sultan Mehmet’in mezar yeri başta olmak üzere o dönemde yaşamış bazı ünlü kişilerin de mezar yerleri gizemini koruyor. Osmanlı Devleti’nde kutsal olarak kabul edilen Sancak-ı  Şerif söylenenlere göre gizli bir odada tutuluyordu. 

Otoriteyi koruyabilmek amacıyla ortaya çıkarılmayan fakat kopyası yapılarak savaşlarda kullanılan o kutsal sancak aslında gerçeği değildi. Osmanlı sancağının gerçeği ise gizli bir odada tutulmaktaydı. 

Rivayetlere göre Sancak-ı Şerif Topkapı Sarayı’nda ve Harem Odası’nda tutulmaktaydı. Osmanlı Devleti döneminin diplomasisinde kullanılan gizemli yaklaşım oldukça dikkat çekmiştir.  

Osmanlı Devleti’nde oldukça geniş bir imparatorluğa yayılmayı sağlayacak casus sistemi bulunuyor. Bu sayede aslında Avrupa’daki en kıymetli görülen saraylara sızıntı yapılabiliyor ve uluslararası bir bilgi ağı oluşturulabiliyordu. 

Özellikle Sokullu Mehmet Paşa dönemine baktığımızda Roma ve Venedik’teki casusların burada önemli rol oynadığı görülüyor. Akdeniz’deki hareketliliğe dair bilgi alabilmek için Osmanlı Devleti bu casusları kullanmıştı. 

Siyasi alanda operasyonel yazışmalar gizli olarak şifreli şekilde gerçekleştiriliyor. Osmanlı Devleti’nin bürokrasisinde kullanılan bu şifreleme tekniği özellikle karmaşık bir yapılanmadan seçilmişti. Günümüzde hala bazılarının çözülemediği de iddia ediliyor. 

tarihigercekler
BİR YORUM YAZIN

ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.