Başlıklar
Ölüme Terk Edilen Halk: Maya Medeniyeti
Tarihi kaynaklar Maya medeniyetinin çöküşü ile ilgili yapılan araştırmalarda hayret verici karmaşık bir döngü ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Fakat o döneme dair gizemi tamamen aydınlatacak net bilgilere erişilememiştir. O yıllarda Orta Amerika bugünün Meksika dolayları üstün bir astronomi bilgisine sahip bir uygarlığı kuşatıyordu.
Gelişmiş bir mimari yapının varlığı da bu iddialı yaklaşımı daha net anlayabilmeyi sağlıyor. Fakat milattan sonra 250’li yıllar itibariyle klasik döneme doğru geçildiğinde büyük göçler yaşanmış ve bölgede kitlesel bir çöküş kaçınılmaz olmuştu.
Maya medeniyeti tarihi kaynaklarda coğrafi alan olarak tropik yağmur ormanlarının bulunduğu alan YucaTan Yarımadası civarı olarak konumlandırılmıştır. Daha çok dağlık alanlar ile sık ormanların bulunduğu bir bölge olarak tasvir edilir. Odukça geniş bir alana yayılmış olan Maya uygarlığı bu coğrafya içerisinde hem dini hassasiyetlere dikkat ediyor hem de ekonomik açıdan merkezi bir konum olma özelliği taşıyordu.
Gelişmişliği ve kültürel birikim açısından olaya yaklaştığımızda o dönemin mimarisi, piramitler, saraylar ve gözlemevleri ile daha çok öne çıkıyor. Maya mimarisi göz doldururken gelişmiş bir yazı sistemini kullanmaları da eğitimi olan bakış açılarını da açıklamayı sağlıyordu. Gelişmiş bir astronomi bilgisi ile kuşatılmış olan Maya medeniyetinin kendine ait bir takvimi bulunuyordu. Bu takvim oldukça karmaşık bir sistematik yapıyı içeriyordu.
Maya Medeniyeti Nasıl Çöktü?
Takvim sayesinde hem dini ritüelleri yaşayabilecek bir zaman çizelgesi oluşturuluyor hem de tarımsal faaliyetlere daha çok dikkat edilebiliyordu. Maya medeniyetinin çöküşünün arka planında aslında hem iç faktörler hem de dışarıdan kaynaklanan çevresel faktörler yer alıyordu.
Çevresel faktörler denildiğinde akla olağan dışı iklim değişikliği ilk olarak geliyor. Nüfusta yaşanan artışla beraber bu amansız kopuş daha net hissedilmiş ve özellikle geçimini topraktan sağlayanlar için süreç daha kaçınılmaz hale gelmiştir. Toprakta yaşanan verimsizlik, erozyon ve ormansızlaşma süreci de aslında tarımsal üretimi zarara uğratmış bu durum ekonomik açıdan bozulmaları da tetiklemişti.
Milattan sonra 800’lü yıllarda şiddetli kuraklık dönemi görülmüş ve bu dönem aslında toplumu doğrudan etkilerken tarımsal arazilerdeki verimi de yok etmeye başlamıştı. Tüm bunların yanı sıra şehrin kendi içerisinde siyasi çatışmaları da başlamıştı. Kaynaklar hızlı tükenirken karmaşık döngü içerisindeki siyasi istikrarsızlık daha net hissedilmiştir.
Maya Medeniyetinin Son İzleri de O Fetihle Silindi!
Nüfus arttıkça sınırlı kaynakları erişim yetersiz hale gelmiş baskı artmıştır. Maya medeniyeti esasında oldukça geniş bir ticaret alanına sahipti. Ticaret yolları değiştikçe ekonomik dengelerde de zayıflama beraberinde gelmiştir.
Maya toplumunu felakete doğru sürükleyen süreçte dinin ve siyasetin iç içe geçmiş olması da bir sebep olarak gösterilebiliyor. Halkın güveni azaldıkça isyanlar ortaya çıkmış toplumsal karmaşıklık içerisinde Maya Devleti merkezi bir otoriteyken bu güçlü duruş sarsılmıştı. Maya uygarlığı tüm bu etkenlerden kaynaklı olarak zamanla çökmüş bölgede büyük göçler başlamıştı.
Tarihte 16. yüzyıla damga vuran İspanyol Fethi’nin yaşandığı süreçte kaynaklarda aktarılan bilgiler de değerli görülmüştür. İspanyollar bu bölgeye intikal ettiklerinde Maya medeniyetinin varlığını hala sürdürdüğünü fark etmişlerdi. Fetih sırasında maya uygarlığından kalan son izlerde tamamen ortadan kalkmış oldu.
Maya medeniyeti yıkılmış fakat günümüze bu çöküşün arka planında pek çok faydalı olabilecek yenilik bırakmıştır. Günümüz takvim sistemi, astronomik bilgiler dönemin gelişmiş yapısını anlayabilmeyi sağlıyor. Arkeolojik keşifler sırasında maya medeniyetine ait olan izler koruma altına alınarak tarihsel döngü içerisinde bu kültürün yaşatması sağlanmıştır. Her ne kadar maya devleti yıkılmış olsa da geride Guatemala, Meksika ve Belize gibi Maya kökenli insan ırkının varlığını geride bırakmıştır.
Ani Bir Çöküş mü Yoksa Kaçış mı?
Tarihi kaynaklar daha detaylı analiz edildiğinde farklı sonuçlar da ortaya çıkmıştır. Bazı bulgular aslında halkın mecburi olarak bölgeden kaçtığını da gösteriyor. Savaş bölgelerinde yapılan araştırmalarda binlerce silahın varlığı tespit edilmişti. Bu durum savaşın bir anda sona erdiği ya da insanların bir korku sebebiyle aniden kaçmak zorunda kaldıklarını da göstermiştir.
Bir başka bulgu ise kraliyet mezarlarının sayısının çok az olmasıydı. Bu durum ya otoriteye olan saygının zamanla azaldığını gösteriyor ya da yaşanan ani bir felaket nedeniyle kralların istenmeyen şekilde öldüğünü ortaya koyuyor. Kazı çalışmalarında fark edilen bir başka detay binaların yapım aşamasındayken yarım bırakılmış olmasaydı.
Bu durum aslında aniden ve kitlesel olarak yaşanan bir kaçış ve çöküşü ifade ediyor olarak da yorumlanmıştır. Mayalar astronomi dendiğinde kendi dönemine göre oldukça ileri seviyede bilgiye sahip olan bir uygarlıktı. Kendi takvimini oluşturmalarından ziyade geleceğe dönük haber verme ve kehanette bulunma gibi farklı ritüelleri de bulunuyordu.
Özellikle fark edildiğinde şaşırtan bir başka ritüelleri daha vardı. Sosyal açıdan krize girilen dönemlerde yoksullaşmaya doğru gidilen bir süreçte inanışa göre tanrıları yatıştırmak adına insan kurban edildiği de söyleniyor.
İç çatışmaların varlığı iklimsel kriz dışında maya topraklarına sonradan gelen nüfustan kaynaklı salgın hastalık rolünün de bu çöküşte etkili olduğu söyleniyor. Tropikal iklimin etkisiyle tropikal hastalıklar başta olmak üzere nüfus yoğunluğundan kaynaklı salgın hastalıkların yayılması bu çöküş sürecinde etkili olduğu biliniyor.