Nasıl öldürüldüğü ayrıntılarıyla ortaya çıktı
Milli İstihbarat Teşkilatı, 12 Eylül davasını gören mahkemeye gönderdiği üç sayfalık bilgi notunda, 27 Mayıs 1980’de Gün Sazak’ın nasıl öldürüldüğünü ayrıntılarıyla anlattı…
MİT, 12 Eylül davasını gören Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Gün Sazak’ın 27 Mayıs 1980’de öldürülmesine ilişkin yazısına yanıt verdi. MİT, Gümrük ve Tekel eski Bakanı ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Gün Sazak cinayeti konusunda, 3 sayfalık bilgi notunu mahkemeye gönderdi.
Karataş onayladı…
MİT’in bilgi notunda Gün Sazak’ın öldürülmesiyle ilgili olarak yakalananların ifadelerinin tetkiki neticesi, eylemin yapılmasını dönemin Dev-Sol Ankara Sorumlusu Mehmet Edip Eranıl’ın gündeme getirdiği ve Dev-Sol lideri Dursun Karataş’a iletildiği bildirilerek, şunlar kaydedildi:
”Karataş’ın 25 Ekim 1980’de ’Öneriyi uygun bulduğu ve detaylı istihbarat yapılması talimatı verdiği’ hususlarının öğrenildiği, eylemden üç ay sonra ilk olarak Zafer Özcan isimli örgüt mensubunun yakalandığı, anılanın ifadeleri neticesinde eyleme iştirak eden Dev-Sol Ankara kadrolarının ileri gelenlerinden Levent Babacan’ın da yakalandığı, ifadelerinde bu eylem ile ilgili istihbaratın Dev-Sol’un Ankara yapılanmasından Cengiz Gül tarafından yapıldığı (tespit edilmiştir.)”
Bilgi notunda, eylemden bir gün önce Eranıl, Gül ve ‘Sarı Levent’ lakaplı Levent Babacan’ın Çankaya Çay Bahçesi’nde bir araya geldikleri ve eyleme Babacan’ın da katılmasının teklif edildiği aktarılarak, Gül ile çocukluk arkadaşı olan Babacan’ın teklifi kabul ettiği belirtildi.
Babacan’ın ifadesine göre, 27 Mayıs 1980’de saat 19.00 sularında, Gül, Babacan, Eranıl ve Özcan’ın, Gün Sazak’ın ikameti çevresinde beklemeye başladıkları, Sazak’ın 01.00 sularında Mercedes marka aracından inince Gül tarafından vurularak öldürüldüğü, olay yerinden önce yaya, bilahare taksilerle kaçtıkları anlatılan notta, şöyle denildi:
”Eylemde Gül’ün kullandığı silahın ve Babacan’da bulunan silahın Dev-Sol mensubu Cem Öz’e iletildiği, eylemin Dev-Sol tarafından üstlenildiği bilgisinin basın organlarını telefonla arayan Z. Özcan tarafından bildirildiği, eylemden üç gün sonra Gül ve Özcan’ın otobüsle İzmit’e gittikleri, Gül’ün sorunsuzca İstanbul’a gittiği bilgisini Eranıl’a bildirmek için Özcan’ın Ankara’ya döndüğü, Babacan’ın ise eylemden 15 gün sonra Eranıl ile temasa geçmek için 12 Eylül öncesi CHP milletvekili Ahmet Altun’un kardeşi Cemal Kemal Altun ile irtibata geçtiği, ilk olarak Eranıl’ın yardımcısı Hacı Eliaçık ile telefonda görüştüğü, anılan kanalıyla Eranıl ile bir araya geldikleri, bu görüşmenin ardından Babacan ve Öz’ün İstanbul’a geçtikleri, İstanbul’da Gül ve Özcan ile görüştükleri, 12 Eylül ihtilalinden sonra Gün Sazak cinayeti nedeniyle aranılan Eranıl, Eliaçık, Gül ve Altun’un illegal yollardan yurt dışına kaçtıkları hususları tespit edilmiştir. Söz konusu şahıslar hakkında devam eden istihbari çalışmalar kapsamında Eranıl’ın 2008 itibarıyla Almanya Duisburg’da ikamet ettiği ve ’Ay Cafe’ isimli işyerini işlettiği, bildirilerek, Eranıl’ın Türkiye’den kaçınca Alman ve Fransa istihbarat servisleriyle bilgi paylaşımında bulunulduğu ifade edildi.
Gül, Almanya’ya kaçtı
Cemal Kemal Altun’un eski Başbakan Nihat Erim’in öldürülmesi dolayısıyla Mart 1983’te Almanya’da yakalandığı, iade işleminin gündeme geldiği, siyasi iltica talebinin reddedildiği, Batı Berlin’de güvenlik güçlerinin sorgusundayken pencereden atlayarak intihar ettiği aktarılan notta, Gül’ün de ilk olarak Yunanistan’a, bilahare Frankfurt’a kaçtığı, bu hususta Alman servisine bilgi verildiği anlatıldı.
Gün Sazak ( 26.03.1932)- (27.05.1980)
siyaset adamı
26 Mart 1932 tarihinde Ankara’da doğdu. Babası Eskişehir’in Mıhalıççık ilçesinin Sazak köyünden Emin Sazak Bey, annesi Kayı köyünden Ayşe Hanım’dır. İlk, orta ve lise tahsilini Ankara’da yaptı. Ankara Maarif Koleji’nden mezun oldu. California State Polytekhnic’de eğitim gördü.
1971 yılında Milliyetçi Hareket Partisi’nde görev aldı. 1977 seçimlerinden sonra kurulan üçlü koalisyon hükümetinde Gümrük ve Tekel Bakanı oldu. Kaçakçılıkla mücadele etti. 27 Mayıs 1980 tarihinde teröristler tarafından şehit edildi.
HAKKINDA YAZILANLAR
Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) merhum Genel Başkanı Alparslan Türkeş, 12 Eylül mahkemelerinde o dönemlerin Hergün Gazetesi’nin misyonunu anlatırken Gün Sazak hakkında şu ifadeleri kullanmıştı: “Partimizin Genel Başkan Yardımcısı merhum Gün Sazak, Hergün Gazetecilik A.Ş.’nin de idare meclisi başkanlığını yapmaktaydı. Gümrük ve Tekel Bakanı bulunduğu sırada, yolsuzluklara ve kaçakçılığa karşı geniş tedbirler almış ve sıkı bir mücadele açmıştı.
Rahmetli Gün Sazak, Hergün Gazetesi A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı sıfatı ile gazeteyi geliştirmeye çalışıyordu. Bu maksatla gazete için Türkiye sathında muhabirlikler kurmaya girişti. Kontrolör olarak olarak hazırlamış olduğu kadroyu bu iş için görevlendirmeyi teklif etti. Adı geçen kontrolörler, bulundukları bölgelerde hem Hergün Gazetesi’nin muhabirliğini yapacaklar hem de partiye yardımcı olacaklardı. MHP’lilerin, kışkırtıcı ajanların telkini ile anarşik olaylara karışmalarını önlemeye çalışacaklardı.. Bu maksatla bulundukları yerde konferanslar, seminerler vererek parti program ve tüzüğü hakkında aydınlatıcı bilgiler sunarak, daima kanun yolundan hukuk yolundan gidilmesi için telkinde ve tavsiyelerde bulunacaklardı. Yani eğitimci diye isimlendirilen bu gurubun iki görevi vardı. Birisi Hergün Gazetesi’ne muhabirlik yapmak ve gazete işleriyle meşgul olmak, diğeri ise parti gruplarının anarşik olaylara sürüklenmemesi için onlara telkin ve tavsiyelerde bulunmaktı. Bunlardan hiç birinin gayrimeşru faaliyetler 1977 seçimlerinden sonra kurulan koalisyon hükümetinde Gümrük ve Tekel Bakanı olan Gün Sazak, 27 Mayıs 1980’de şehit edildi. Sazak’ın ölümü ülkücü camiada şok etkisi yapmıştı.
Türk İslam ülküsünün abide şahsiyetlerinden Seyyit Ahmet Arvasi de bu etkiden nasibini almış ve merhum Sazak hakkında şöyle yazmıştı:
“Evet, ‘Mavi Gömlekli Şeytan’, istediğin oldu. Aziz Gün Sazak da öldürüldü. Kulislerde bir Babrak Karmal kahpeliği ile Türk milliyetçilerine öfke kusarken, şimdi sahnede sahte üzüntü mesajları yazıyorsun.
Seni iki yüzlü kahpe dölü Akıttığın bunca milliyetçi ve ülkücü kanına rağmen hala doymadın mı? Nedir? Nedendir bu bitmez tükenmez kinin?
Sen kanlı parmağınla bizi işaret ettikçe, karanlık köşelerden üzerimize kızıl mermiler boşalıyor. Kimsin, nesin sen? Seni hala teşhis edemiyecekler mi? Sen. Gün Sazak kimdi biliyor musun? O Türk’tü, müslümandı, yiğitti, mertti, namuslu bir devlet adamı idi. Onu öldürmekle ve öldürtmekle bağrımızı delik deşik ettiğinin farkında mısın? Bunun ne demek olduğunu biliyor musun? Bu işin hesabını, kitabını yaptın mı? Şimdi rahat mısın? Acaba bundan sonra rahat edecek misin? Bunları hiç düşündün mü?
Demek, ‘barıştan yanasın ha’ onun için kahrediyorsun bizi; onun için bizi kahredenleri alkışlıyorsun.
En aziz ülküdaşı ve en yakın arkadaşı Gün Sazak’ın şehadet haberini işitir işitmez göz yaşlarını tutamayan Alparslan Türkeş, hiç bir yüreğin tahammül edemiyeceği bir soğukkanlılıkla, ‘Türk milliyetçilerinin iç savaş tahrikçilerinin oyununa gelmemelerini, sabırlı olmalarını, kanunlar içinde kalmalarını” içi kan ağlayarak emrediyordu. Vatanını, Milletini bu ölçüde seven bir devlet adamı karşısında acaba yüzün biraz kızardı mı? Acaba, barış ve insanlık nedir, biraz sezebildin mi? Yoksa, bu sözler, yüreğindeki korkuyu bastırmaya mı yaradı? Yoksa, yeni cinayetler için müsait bir fırsat mı kollayacaksın? Evet, ‘Mavi Gömlekli Şeytan’, sen de, senin kızıl manyakların da, dayandığın kızıl imparatorlukta Allah’ın izni ile kahrolup gideceksiniz. Biz, meşru zeminlerde ve sabırla devletimizin, size gereken cevabı vermesini ümit edecek ve Allah’ın ‘kahhar’ sıfatı ile tecelli etmesini bekleyeceğiz.
Şehidimize Allah’tan rahmet, milliyetçi ve ülkücü camiaya başsağlığı dilerim.