Bu yazımızda siz değerli okuyucularımıza Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de cehennem ve cennet ile ilgili ayetleri ele alacağız.
İnsanlık tarihi bilindiği üzere ölüm ile yaşamını sona erdirecek daha sonra kıyamet gününde tekrar dirilerek dünyada işlemiş olduğu günahlar, hatalar, kusurlar fazla ise cehenneme, sevaplar ve iyilikler fazla ise cennete gidecek. İşte Kur’an-ı Kerim’de cennet ve cehennem ile ilgili ayetler şunlardır:
O gün münafık erkekler ve münâfık kadınlar süratle Cennete girmekte olan müminlere derler ki: Ne olur bize bakın da sizin nurunuzdan alalım. Onlara: Arkanıza dönün de nur arayın denilir. Kendileriyle alay eden bu ses, onlara diyor ki: Arkada kalan dünyaya dönün nur orada aranır. Nurun kaynağı, dünyada yapılan işlerdir. Böyle denilir ve müminlerle münafıkların aralarına kapılı bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet vardır. Dış yönünde de azap. Münafıklar onlara seslenirler: Biz de sizinle beraber değil miydik. Müminler derler ki: Evet ama, siz kendi canlarınıza kötülük ettiniz. İnananların başlarına felaket gelmesini gözlediniz. Şüphe ettiniz, kuruntular sizi aldattı. Allahın emri olan ölüm gelinceye kadar böyle hareket ettiniz. O çok aldatıcı şeytan sizi Allah hakkında aldattı. Hadîd : 13-14
Nasıl ağırlanmak için bu nimetmi hayırlı yoksa zakkum ağacı mı? Biz onu zalimler için bir fitne sınama vesilesi veya azap kıldık. O, Cehennem’in dibinde çıkan bir ağaçtır. Tomurcukları şeytanların başları gibidir. Onlar ondan yiyecekler ve karınlarını onunla dolduracaklar. Sonra onların, bunun üzerine kaynar su karıştırılmış bir içkileri vardır. Yedikleri zakkum, boğazlarını yakar Yanan boğazlarını dindirmek için içecek bir şey ararlar. Ama kaynar su katılmış kusuntu ve irinden başka içecek bulamazlar. Saffat : 62-67
İşte bu yüzden Allah onları o günün fenalığından esirger.Yüzlerine parlaklık, gönüllerine sevinç verir. Sabretmelerine karşılık onlara Cenneti ve oradaki ipekleri lütfeder. Orada koltuklara kurulmuş olarak bulunurlar. Ne yakıcı sıcak görürler orada, ne de dondurucu soğuk. Ağaçlarının gölgeleri üzerlerine sarkar kolayca koparılabilen meyveleri istifadelerine sunulur. Yanlarında gümüş kaplar ve billür kaselerle, gümüşi beyazlıkta billur gibi şeffaf kupalarla dolaşılır ki Cennet sakinleri bunlara dolduracakları Cennet şarabını Cennetteki insanların iştahları ölçüsünde tavin ve takdir ederler. Onlara orada bir kaseden içirilir ki karışımında zencefil vardır.Bu şarap orada bir pınardandır ki adına Selsebil denir. Cennettekilerin etrafında öyle ölümsüz genç nedenler dolaşır ki, onları gördüğünde kendilerini etrafa saçılıp dağılmış inciler sanırsın. Ne yana bakarsan bak yığınla nimet ve ulu bir saltanat görürsün. Üzerlerinde ince yeşil ipekli, parlak atlastan elbiseler vardır. Gümüş bilezikler takınmışlardır. Rableri onlara tertemiz içecekler içirir. Onlara: İşte bu sizin işlediklerinizin karşılığıdır, çalışmalarınız şükre değer denir. İnsan : 11-22
Tövbe edenler, iyi amel ve harekette bulunanlar öyle değil. Çünkü bunlar hiç bir şeyle haksızlığa uğratılmayarak Cennete, çok esirgeyici Allahın kullarına gıyâben vad buyurduğu Adn Cennetlerine gireceklerdir. Onun vadi şüphesiz yerini bulacaktır. Orada selâmdan başka boş bir söz işitmeyeceklerdir. Orada sabah, akşam rızıkları da ayaklarına gelecektir. O, öyle Cennettir ki biz ona kullarımızdan gerçekten müttakî olanları varis kılacağız. Meryem : 60-63
Rablerini inkar eden kimseler için Cehennem azabı vardır. Ne kötü bir dönüştür. Oraya atıldıkları zaman onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler. Nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. İçine her bir topluluğun atılmasında bekçileri onlara: size bir uyarıcı gelmemiş miydi diye sorarlar. Onlar evet, doğrusu bize bir uyarırı geldi; fakat biz yalanladık ve Allah hiç bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içerisindesiniz, demiştik derler. Mülk : 6-9