DOĞU TÜRKİSTAN
Çin’in hakimiyeti altındaki topraklarda bulunan ve 1949 yılından beri Çin zulmü altında inleyen Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesi’nde zaman zaman kamuoyuna da yansıyan haberlerden de bilindiğine göre büyük bir soykırım uygulanıyor. Çin hükümetinin Müslüman Uygur Türkleri üzerinde uyguladığı baskı politikası son on senede daha da artmış ve binlerce Uygur Türk’ü Çin’in dünyaya eğitim merkezi olarak lanse ettiği toplama kamplarında yaşamaya başlamıştır. Peki Çin niçin böyle bir politika izliyor istediği ne ve bununla birlikte asıl önemli olan başta Türkiye olmak üzere Türk dünyası bu zulme neden sessiz?
Çin Ne İstiyor?
En başta Türklerin ve Çinlilerin milattan önce başlayan rekabetlerini ve kadim düşman olduklarını belirtmek gerekiyor. Yani Çin’de mevcut olan Türk ve Müslüman düşmanlığı Doğu Türkistan’da yaşanan bu zulmün sebeplerinden sadece biri. Diğer taraftan Doğu Türkistan Özerk bölgesinin bulunduğu bölge coğrafi olarak son derece stratejik bir öneme sahip. Özellikle Türk dünyası ile Çin arasında tampon bir bölgede bulunan Doğu Türkistan yer altı kaynakları ve ekonomik zenginlik açısından da Çin’in asla vazgeçmeyeceği ve kontrolü her zaman etlinde bulundurmak isteyeceği önemli noktalardan. Diğer taraftan Çin’in batı ile ticaretinde ve Çin’i Orta Asya başta olmak üzere oradan Orta Doğu’ya ve Rusya üzerinden de Avrupa’ya bağlayan kilit noktalardan biri de yine Doğu Türkistan.
Bütün bunlarla birlikte Çin’deki komünist rejim her türlü milli kimliği ve dini inanışı reddettiği için tıpkı Sovyet Rusya’nın Orta Asya Türk cumhuriyetlerine uyguladığı baskı politikasının bir benzerini uyguluyor. Bölgede yaşayan Müslüman Türk halkını dinini, kimliğini, kültürünü reddederek tamamen Çinlileşmesi ve böylece hem bölgeyi daha kolay kontrol altında tutmak hem de olası bir ayaklanma, isyan ve siyasi bir problemin önüne geçmeyi amaçlıyor. Bu çerçevede Çin’in Doğu Türkistan üzerinde uyguladığı asimile politikalarından bazıları ise şu şekildedir: Din mefhumunun kaldırılması ve hiçbir inancın yerleşmemesi, Türk kimliğinin reddedilerek Çinlileşme politikasının uygulanması, Türk aile yapısını yok etmek için her Uygurlu ailenin içine Çinli bir birey yerleştirmek ve bu şekilde yaşamaya mecbur tutmak, camilerin boş ve kapalı tutulmasıyla inanç yönünden de Uygur Türklerini zayıflatmak vb.
Türkiye Neden Sessiz?
Çin’in yukarıda belirtmeye çalıştığımız baskı politikaları her Avrupa devleti ve BM nezdinde gayri meşru görülüp kınanırken Türkiye maalesef bu zulme tepkisiz kalmayı tercih ediyor. Çıkan cılız sesler haricinde ülke politikası haline getirilmiş ve bir Filistin’deki zulme gösterilen tepkinin yarısı bile gösterilmiyor.
Türkiye’nin Doğu Türkistan konusunda sessiz kalmasının arkasında siyasi ve ekonomik sebepler yatıyor. Batı ile siyasi ilişkilerin kötüleştiği dönemlerde gerek Rusya ve gerekse Çin gibi doğu ülkeleriyle yakınlaşan Türkiye bu sebeple siyasi açıdan Çin ile olan ilişkilerin bozulmaması için Doğu Türkistan’da yaşanan bu zulme maalesef sessiz kalıyor. Yani batıya alternatif olarak görülen ve denge unsuru olarak kullanılan Çin ile ilişkilerin bozulmaması Doğu Türkistan’daki Müslümanların zulme uğramasından önemli hale gelmiş durumda.
Diğer taraftan bir önemli sebep de tabiki ekonomik. Dünya ekonomisine yön veren Amerika’dan sonra ikinci ülke olan Çin’in ilerleyen süreçte dünyanın en büyük ekonomisine sahip olacağı ön görülüyor. Bu yüzden Çin pazarındaki ekonomik menfaatlerini göz önünde bulunduran Türkiye Doğu Türkistan’daki Çin zulmüne sessiz kalmak durumunda kalıyor. Ayrıca pandemi sebebiyle aşılamanın devam ettiği şu günlerde hiçbir yerden temin edemediği kadar aşıyı Çin’den kolaylıkla temin edebilen Türkiye’nin bu şartlar altında Doğu Türkistan için sesini yükseltmesi ve tepki göstermesi beklenebilir mi? Bunu sizlerin takdirine bırakıyorum Lakin Cemil Meriç der ki; “Zulmün olduğu yerde tarafsızlık namussuzluktur..
Hazırlayan : Cem Demirtay
İletişim mail: cemdemirtay@gmail.com
Lütfen kaynak belirtin, tüm hakları saklıdır, alıntı yapılamaz