Divan Edebiyatı
Türk edebiyatı önceleri sözlü edebiyat çevresinde gelişirken Türklerin İslamiyet’i kabulüyle birlikte büyük medeniyetler oluşturmaları edebiyat konusunda da farklılıkların oluşmasına sebep olmuştur. Bu çerçevede sözlü edebiyat daha çok halka hitap eden halk edebiyatı olurken daha üst sınıftaki kimselere, saraya ve bürokratlara hitap eden edebiyat ise Divan edebiyatı olmuştur. Türk edebiyatında klasik edebiyat olarak da bilinen Divan edebiyatı etkisini ve önemini 19. Yüzyıla kadar devam ettirmiştir.
Divan edebiyatıyla Türk edebiyatında o zamana kadar görülmeyen farklı unsurlar edebiyatımızda yer almaya başlamıştır. Edebi bir zenginlik olarak değerlendirilen bu durum edebiyatımıza unutulmaz isimler ve eserler kazandırmıştır. Bu çerçevede Divan edebiyatının özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
- Nazım birimi olarak beyit kullanılmıştır.
- Nazım ölçüsü olarak aruz ölçüsü kullanılmıştır.
- Divan edebiyatın Arap ve Fars edebiyatı etkisi oldukça fazla görülmektedir.
- Şiirlerin konuları genellikle aşk, şarap, dini konular ve methiyelerdir.
- Divan edebiyatında nazım oldukça ön planda nesir ise ikinci plandadır. Verilen bütün eserler hemen hemen nazım şeklindedir.
- Dil oldukça süslü ve ağırdır. Söz sanatları sıkça kullanılmış ve bu yüzden üst zümre edebiyatı olarak görülür.
- Divan edebiyatında sanat, sanat için yapılmaktadır.
- Gazel ve kaside en çok kullanılan nazım türleridir.
- Divan edebiyatında şairler son beyitlerinde mahlaslara yer verirler ve şairlerin şiirlerinin toplandığı eserler Divan olarak adlandırılmaktadır.
Divan edebiyatı temsilcileri Türk edebiyatının en önemli isimleri arasında bulunmaktadır. Kısaca bu kişilere değinmek gerekiyor:
Aşık Paşa
- yüzyıl Divan edebiyatı temsilcilerinden olan Aşık Paşa Türkçeyi savunması ile ön plana çıkmıştır. Farsça ’nın oldukça ilgi gördüğü bir dönemde Türkçe eserler ortaya koyarak Türkçe’nin önemi üzerinde durmuştur. Fakrname, Garibname ve Vasf-ı Hal gibi eserleri önemlidir.
Ahmedi
- yüzyılda yaşamış olan bir başka divan şairi de Ahmedi’dir. Eserlerinde Oğuz Türkçesi’ni kullansa da Arapça ve Farsça eserler de ortaya koymuştur. Divan sahibi ilk şair olarak bilinen Ahmedi Cemşid ü Hurşid isimli mesnevinin sahibidir. Ayrıca en bilinen eseri ise İskendername’dir.
Fuzuli
- yüzyıl Divan edebiyatının en çok geliştiği dönem olmuştur. Bu yüzyılda birçok önemli divan şairi yetişse de en önemlilerinden biri hiç şüphesiz Fuzuli’dir. Gazelleriyle bilinen Fuzuli aşkın ve acının şairi olarak bilinmektedir. Hayatı sıkıntı içerisinde geçmiştir. Çektiği sıkıntılar şiirlerine de yansımıştır. En önemli eserleri arasında Su kasidesi, Leyla vü Mecnun mesnevisi bulunmaktadır. Dünya hayatından uzak münzevi bir hayatı tercih eden Fuzuli karamsar kişilik yapısıyla dikkat çekmiştir.
Baki
- yüzyılın bir diğer önemli şairi ise Baki’dir. Fuzuli’nin tam tersine saraya yakın ve varlıklı bir ailede yetişen Baki, şiirlerinde varlık, aşk, şarap ve ilahi aşkı işlemiştir. Şairler Sultanı olarak adlandırılan Baki Osmanlı döneminde Kazaskerlik makamına kadar yükselmiştir. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yaşaması ve o dönemin bütün ihtişamına şahit olması onu Kanuni’nin vefatından sonra bir mersiye yazmaya itmiştir. Kanuni mersiyesi olarak adlandırılan bu eserin haricinde bir divanı da bulunmaktadır.
Nefi
- yüzyıl divan şairlerindendir. Kaside nazım şeklinin en önemli temsilcisidir. Hicivleriyle de ön planda olan Şair Nefi dönemindeki devlet düzeninde meydana gelen bozuklukları ve devlet adamlarının olumsuz yönlerini acımasız bir şekilde eleştirmiştir. Siham-ı Kaza isimli eseri hiciv nazım şekliyle yazılmıştır. Nefi’nin hiciv merakı hayatına mal olmuş ve yazdığı bir hiciv sebebiyle boğdurulmuştur.
Bu isimlerle birlikte 18. Yüzyılda Nedim ve Şeyh Galip’te divan edebiyatının önemli temsilcileri arasında gösterilmektedir. 18. Yüzyıldan sonra önemini yitiren divan edebiyatı yerini batı tarzındaki Türk edebiyatına bırakmıştır.
Hazırlayan : Cem Demirtay