Başlıklar
Işık Küreleri
Antik Mısır dönemine ait tarihi o olay yüzyıllar boyunca araştırmacılar tarafından incelenmiş ve kaynaklarda yer verilmiştir. Mısır’da gizemi hala çözülemeyen o ışık küreleri efsanelere konu olurken halk arasında farklı hikayelerin de ortaya çıkmasına kaynaklık sunmuştur.
Bu olayı daha iyi anlayabilmek için milattan önce 3100 civarına gitmek gerekiyor. Özellikle tarım ve mimari alanda ileri bir medeniyet seviyesine ulaşmış olan firavun dönemini de daha iyi anlayabilmeyi sağlıyor.
Tanrıların bir ışık hüzmesi şeklinde ruhları şifalandırdığına inanıldığı için gökyüzü ve gökyüzünü çevreleyen tüm yıldızlar bir ilahi sembol olarak görülmekteydi. Mısır mitolojisinde de hem ışık kavramı hem de gökyüzü kavramı oldukça fazla kullanılan terimlerdi.
İşte tam da bu noktadan yola çıkarak bugün halen gizemini koruyan o ışık kürelerinin ilk kez kayıtlarda yer aldığı milattan önce 343 dönemine gitmek gerekiyor. Tam da o dönemde bazı araştırmacılar, ışık hüzmesi olayının sadece bir doğa olayı olmadığını Tanrılar tarafından gelen bir işaret ve o döneme ışık tutan mistik bir unsur olduğunu aktarıyor.
Mısır Yazıtları – “Işık Oyunları”
Kaynaklara daha derinden bakıldığında konuyla ilgili gözden kaçan ufak detaylarda açığa çıkıyor. Antik Mısır’da ele alınan yazıtlar üzerinde ışık hüzmesi (küresi) kavramı pek çok yerde geçiyor. Bu tanımlama gökyüzünde belirli aralıklarla görülen parlak cisimlerin olduğu şeklinde metinlerde yer alıyor.
O dönemde bu ışık hüzmelerini kimse anlamlandıramıyor. Bazen dairesel bazen de küresel olarak bir biçimde bir anda ortaya çıkıp rengi ile ihtişamlı, büyüklüğü ile ve sürekli hareketli oluşuyla ilgi çekiyor. Hatta o Mısır yazıtlarında bu ışık küreleri için zamanla değişim gösterdiğine de dikkat çekiliyor.
Peki mitolojide bu nasıl yer alıyor? “RA’NIN IŞIKLARI”
Antik Mısır mitolojisi oldukça sıradışı ve esrarengiz hikayeler barındırıyor. İşte o mitolojik hikayelerden birine göre; Güneş Tanrısı RA aslında bu ışık küresi ile gökyüzünde belirip iletişime geçmeye çalışıyor.
Yaşam ve enerjinin sembolü olarak mitolojide bu olay RA’nın Işıkları olarak geçiyor. Bazı efsaneler ise gökyüzünde belirli dönemlerde kendini belli eden bu devasa boyuttaki ışık hüzmelerinin aslında öte alemden dünyaya gelen ruhlar olduğuna işaret olarak görülüyor.
Gökyüzündeki bu devasa ışık hüzmesinin tanrılardan gelen bir bilgi taşıdığına inanılıyor. Yıllar sonra bilimsel açıdan konuya yaklaşıldığında aslında görülen bu ışık yanılsamalarının gazların yanmasından kaynaklandığı ya da atmosferdeki bir yansımadan kaynaklanabileceği de ifade edilmişti.
Peki Bu Nasıl Olabilir, Böyle Birşey Mümkün Mü?
Atmosferde bulunan statik elektrik ya da belirli bir seviyede bulunan hava akımı gökyüzünde ışık oluşumuna sebep olabiliyor. Edebi açıdan olaya yaklaşıldığında aslında o dönemde halkların inanış tarzını, yaşam şartlarını ve günlük hayattaki varoluş mücadelesini anlayabilmeyi sağlıyor.
Kültürel açıdan bakıldığında ise Tanrı ve ruhları sembolize ettiği için değerli ve kutsal görülüyor. Gökyüzündeki bu ışık hüzmelerinin Tanrıdan gelen bir mesaj olduğuna inanıldığı o dönem Mısır’da nasıl bir yönetim hakimdi?
Geçmişe dönüyoruz…
Milattan önce 343 dönemi oldukça güçlü bir medeniyet hakim. Antik Mısır’ın en gelişmiş çağı hem mühendislik açısından hem de matematik ilimi açısından gelişmiş bir toplum seviyesi bulunuyor. Hem kültürel anlamda hem de tıp ve astroloji alanında da güçlü çalışmalar yer alıyor.
O dönemde halkın kafasını kurcalayan bu ışık yansımalarının ilk izlerini Mısır Yazıtları ve hiyerogliflerde görebilmekteyiz. Antik çağda yaşamış olan ünlü tarihçi Herodot yazılarının pek çoğunda bu konuya yer vermişti. Her ne kadar kaynaklar sınırlı olsa da doğrudan gökyüzünde anlamlandırılamayan bu olaylara dikkat çeken bilgi paylaşımı yapılması halk efsanesi haline gelmesini de sağlamıştır.
Ya Uzaylılarsa…?
Modern dönemde anlamlandırılmaya çalışıldığında daha farklı bulgular ortaya atıldı. Örneğin; bu ışık oyunlarının aslında uzaylıların bir varlığına kanıt olabileceği de söylendi. Her ne kadar popüler kültür bunu desteklese de bu söylem teoriden öteye geçemiyor.
Bu ışık yansımaları tam olarak neyi ifade ediyor? Kaynaklarda aktarılan bilgiye göre belirli bir şekli bulunmuyor. Ne şekli ne de rengi sabit değil. Bazen daire bazen küre şeklinde. Oldukça parlak. Bazen sarı bazen mavi tonlarda açığa çıkıyor.
Hareketleri ise oldukça yavaş. Bir anda kaybolup yön değiştirebiliyor. Aslında bu ışık hareketliliğinin ilginç ve cezbedici bulunmasındaki sebep bu anlık değişimlerden kaynaklanıyor.
Mısır yazıtlarında ışıkların bir anda gökyüzünde belirdiği, daha çok gece belli bir düzen halinde hareket ettiği… Ardından bazen sabah bazen akşam saatlerinde yeniden gökyüzünde belirdiği şeklinde ifade ediliyor.
Tarihi kaynaklarda farklı spekülasyonlara yer veriliyor olsa da konuyla ilgili henüz kesin bir yargıya varılamıyor. O dönemden günümüze kadar olan süreçte Mısır halkının kültürel açıdan bizlere bıraktığı bir miras olarak nesilden nesile aktarılmaya devam ediyor.